CİNN-8 için 40 meâl bulundu. Ali Fikri Yavuz (72/CİNN-8: Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık da, onu (meleklerden ibaret) çok kuvvetli bekçiler ve şihaplarla (akan yakıcı yıldızlarla) doldurulmuş bulduk.) / Bekir Sadak (72/CİNN-8: «Dogrusu biz gogu yokladik; onu sert bekciler ve kayan ateslerle doldurulmus bulduk.»)
Kur'ân dinlemeye başlamak için bir Hafız seçiniz.
وَأَنَّا لَمَسْنَا السَّمَاء فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَدِيدًا وَشُهُبًا ﴿٨﴾
Ve ennâ le mesnâs semâe fe vecednâhâ muliet harasen şedîden ve şuhubâ(şuhuben).
1. | ve ennâ | : ve gerçekten biz |
2. | le | : elbette |
3. | mesnâ | : dokunduk (kulak hırsızlığı yapmak için) temasa geçtik yokladık, yükseldik |
4. | es semâe | : sema, gökyüzü |
5. | fe | : o zaman |
6. | vecednâ-hâ | : onu bulduk |
7. | muliet | : doldurulmuş |
8. | haresen | : koruyucular, bekçiler |
9. | şedîden | : şiddetli, kuvvetli, çok güçlü |
10. | ve şuhuben | : ve şihaplar, yakıcı ışınlar, kayan yıldızlar, ateş şuleleri |
1 -
İmam İskender Ali Mihr: Ve gerçekten biz semaya, elbette dokunduk. O zaman onu çok güçlü bekçiler ve şihaplarla (yakıcı ışınlarla) doldurulmuş bulduk.
2 -
Diyanet İşleri: “Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk.”
3 -
Abdul Metin Saruhan: Doğrusu biz (cinler) göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev hüzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
HİDAYETİ GİZLEYENLER RAPORLARI
Hidayet; insan ruhunun yaşarken Allah'a ulaşmasıdır. Hidayet, İslâm'ın en önemli kavramıdır. Çünkü bir insan ancak Allah'a ulaşmayı dilerse, Allahû Tealâ'nın cennetine girmeye hak kazanabilir. Hidayeti gizleyenler, Kur'ân'ın aslında olan "O'na ulaşır", "Allah'a ulaşmak" gibi ifadeleri meâllerinde değiştirerek Allah'a ulaşmayı gizleyen kişilerdir.
Kimileriniz hatırlayacaktır, raporlarımıza başladığımızda demiştik ki: "Ülkemizde üç tip dîn adamı vardır!" Şıracılar; dünyevî çıkarlar için Kur'ân meâli hazırlayan, bunu yaparken âyetlerin anlamla...
Raporun devamı...4 -
Abdulbaki Gölpınarlı: Ve gerçekten de biz, göğü yokladık da orasını, kuvvetli bekçilerle ve şihaplarla dolu bulduk.
5 -
Abdullah Parlıyan: Cinler devamla: “Gerçekten biz gök yüzünü yokladık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk.
6 -
Adem Uğur: Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
7 -
Ahmed Hulusi: "Gerçekten biz semâya dokunduk da onu, güçlü bekçilerle (kuvvelerle) ve şihablarla (anlamamızı önleyen ışınlarla) doldurulmuş bulduk. "
8 -
Ahmet Tekin: 'Doğrusu biz göğü yokladık. Fakat onu sağlam, ciddi bekçiler ve kor halinde, düşen gök cisimleriyle, alevlerle dolu gördük.'
9 -
Ahmet Varol: Doğrusu biz göğü yokladık da onu güçlü bekçiler ve parlak ateşlerle doldurulmuş bulduk.
10 -
Ali Bulaç: "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."
11 -
Ali Fikri Yavuz: Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık da, onu (meleklerden ibaret) çok kuvvetli bekçiler ve şihaplarla (akan yakıcı yıldızlarla) doldurulmuş bulduk.
12 -
Ali Ünal: ‘Göğe çıkmak istedik, ama bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler ve alev fışkırtan mermilerle dolu.
13 -
Bayraktar Bayraklı: “Doğrusu biz cinler, göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev hüzmeleri ile doldurulmuş bulduk.”
14 -
Bekir Sadak: «Dogrusu biz gogu yokladik; onu sert bekciler ve kayan ateslerle doldurulmus bulduk.»
15 -
Celal Yıldırım: Biz, gerçekten göğü yokladık da sert ve güçlü bekçilerle ve şihablarla dolu bulduk.
16 -
Cemal Külünkoğlu: “Doğrusu biz (cinler topluluğu, meleklerin sözünü dinlemek için) semayı yokladık. Fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışınlarla dolu bulduk.”
17 -
Diyanet İşleri (eski): 'Doğrusu biz göğü yokladık; onu sert bekçiler ve kayan ateşlerle (ışınlarla) doldurulmuş bulduk.'
18 -
Diyanet Vakfi: Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.
19 -
Edip Yüksel: 'Biz göğe dokunduk ve onu güçlü bekçilerle ve ateş toplarıyla korunmuş bulduk.'
20 -
Elmalılı Hamdi Yazır: Ve doğrusu biz o Semayı yokladık da onu öyle bulduk ki şiddetli muhafızlar ve şihablarla doldurulmuş
21 -
Elmalılı (sadeleştirilmiş): Doğrusu biz o göğü yokladık da onu kuvvetli muhafızlar ve atılmaya hazır ateşin aleviyle doldurulmuş bulduk.
23 -
Gültekin Onan: "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk."
24 -
Harun Yıldırım: “Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve alevli ateşlerle kaplı bulduk.”
25 -
Hasan Basri Çantay: (Cin devamla:) «Biz ciddî bir suretde göğe erişmek istedik. Fakat onu sert bekçilerle ve (yakıcı) şihablarla doldurulmuş bulduk».
26 -
Hayrat Neşriyat: 'Doğrusu biz, (melâikeleri dinlemek için) göğe dokunduk (orayı yokladık) da onu(artık), kuvvetli bekçiler ve alevli yıldızlarla doldurulmuş bulduk.'
27 -
İbni Kesir: Doğrusu biz; göğü yokladık da, onu sert bekçiler ve alevlerle doldurulmuş bulduk.
28 -
İlyas Yorulmaz: Biz göğe yöneldiğimizde, gökyüzünü çok güçlü bekçiler ve ateş parçaları ile doldurulmuş bulduk.
29 -
Kadri Çelik: “Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve akanyıldızlarla doldurulmuş bulduk.”
30 -
Muhammed Esed: Ve (zaman oldu) biz göğe uzandık ama onu güçlü muhafızlar ve alevlerle dolu bulduk,
31 -
Mustafa İslamoğlu: (Yine cinler şöyle dediler): "Gerçek şu ki biz göğü yokladık, ama onu tam donanımlı bir koruma ordusu ve tarifsiz bir göktaşı sağanağıyla dopdolu bulduk;
32 -
Ömer Nasuhi Bilmen: «Ve muhakkak ki, biz göğe dokunduk ta hemen onu şiddetli bekçiler ile ve şihaplar ile doldurulmuş bulduk.»
33 -
Ömer Öngüt: "Biz göğü yokladık, onu çok kuvvetli bekçilerle ve alevlerle doldurulmuş bulduk. "
34 -
Şaban Piriş: -Biz, göğü yokladık ve onu şiddetli bir koruma ve alevle dolu bulduk.
35 -
Sadık Türkmen: Doğrusu biz göğe dokunmak istedik de onu sert bekçilerle ve alevlerle dolu bulduk.
36 -
Seyyid Kutub: Göğü yokladık, orayı sert bekçilerle ve göktaşları ile dopdolu bulduk.
37 -
Suat Yıldırım: -"Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler, şihablar, alevler, (roket gibi mermiler)le dolu!
38 -
Süleyman Ateş: Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçilerle ve ışınlarla doldurulmuş bulduk.
39 -
Tefhim-ul Kuran: «Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk.»
40 -
Ümit Şimşek: 'Biz göğü yokladık; fakat onu güçlü bekçiler ve alevlerle dolu bulduk.
41 -
Yaşar Nuri Öztürk: "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk."
CİNN Suresi (Mealleri Kıyasla)
1 ,
2 ,
3 ,
4 ,
5 ,
6 ,
7 ,
8 ,
9 ,
10 ,
11 ,
12 ,
13 ,
14 ,
15 ,
16 ,
17 ,
18 ,
19 ,
20 ,
21 ,
22 ,
23 ,
24 ,
25 ,
26 ,
27 ,
28
Kur'an'daki Hidayet Gizleyenler Raporları

www.kuranmeali.org Kur'an hakikatlerini Kur'an'ın ruhuna uygun olarak size ulaştıran ve bu konudaki bütün yanlışlıkları düzelten tek sitedir.
Hidayeti Gizleyenler Raporlarına ulaşın
Kur'ân'daki İslam Anketleri sonuçlarımıza ulaşın!

Kur'an-ı Kerim'e aykırı bir çok hurafe İslam dininde yeri varmış şeklinde kabul görmekte ve toplumumuza öğretilmektedir. Bu hurafeleri tanımak ve çevrenizi uyarmak için anket sonuçlarımızı mutlaka inceleyiniz.
KuranMeali.Org Anketleri